Lisansüstü eğitim için yurt dışına gönderilen öğrencileri bilgilendirme toplantısı

Educaturk

Millî Eğitim Bakanlığınca lisansüstü eğitim için yurt dışına gönderilen öğrencileri bilgilendirme toplantısı İstanbul’da gerçekleştirildi. 

Millî Eğitim Bakan Yardımcısı Orhan Erdem, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, içinde bulunulan yüzyılda küreselleşme, sosyoekonomik gelişmelerin ve bilgi iletişim teknolojilerinin, ekonomik, toplumsal ve birçok alanda hızlı ve kapsamlı değişimlere sebep olduğunu dile getirdi. Değişimin en yoğun yaşandığı alanların başında eğitimin, onunla bağlantılı olarak da yükseköğretimin geldiğini aktaran Erdem, bu etkileşimin karşılıklı olduğunu ve yükseköğretimin, ekonomik, siyasi ve teknolojik gelişmelerin yanı sıra, toplumsal beklentiler, iş gücü ve istihdam politikalarında da önemli bir yer alan olarak yer tutmaya başladığını söyledi.

“Ülkeler arası rekabet, küresel niteliğe büründü”

Erdem, üniversite eğitiminin, yükseköğretim, doktora gibi çalışmaların bu çağda, bilgi temelli toplumu oluşturmak için önemli işlevlere sahip alanlar olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti: “Yeni dünya düzeninin gerektirdiği iyi yetişmiş insan kaynağı ve inovasyon, ekonomilerin önemli bir itici gücü ve eğitimin de değişen önceliği haline gelmiştir. Bilgi ve teknolojide öncü olan ülkeler, ekonomi ve siyasi rekabette de gücü elinde bulundurmayı başarmışlardır. Ülkeler arası rekabet, kıtalar arası, bölgesel ve küresel niteliğe bürünmüştür. Yoğunlaşan rekabet koşullarının belirleyici unsuru yüksek nitelikli insan gücü olduğundan yüksek nitelikli, yükseköğretim talebi de hızla artmaktadır. 21. yüzyılda yükseköğretim, kitlesel eğitim yapmakla birlikte, esas olarak uluslararası rekabet gücüne sahip insan gücü yetiştirmeye odaklanmaktadır.” Erdem, “Demokratik atılımlarımız ve yükselen ekonomik performansımızın desteğiyle uyguladığımız aktif ve çok yönlü dış politika sonucunda bölgemizdeki ve dünyadaki Türkiye imajı tamamen değişmektedir.” diyerek, Türkiye´nin ve bölge ülkelerin geleceğine ışık tutan tüm bilim insanlarının kılavuzlarının öğrenciler olduğunu sözlerine ekledi.

Eski Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı ise, bursiyerlerin çok zorlu sınavlardan geçerek bu hakka sahip olduklarını, öğrencilerin de çok zorlu sınavlardan geçerek bu noktaya ulaştığını belirterek, “Bu büyük millet çok şükür ceketi satmadan sizi okutma imkânına sahip ama sizin de milletin yaptığı bu büyük fedakârlığı, alicenaplığı en iyi şekilde değerlendireceğinizden de eminim.” ifadelerini kullandı. Avcı, çok önceden yapılan sınavlarda liyakata yeterince dikkat edilmemesi nedeniyle yurt dışına gönderilen öğrencilerde büyük fireler yaşandığını anlatarak, şöyle devam etti: “Hem akademik başarı anlamında fireler yaşadık hem de özellikle son 20 yıl içerisinde Amerika´ya ve bazı Avrupa ülkelerine gönderdiğimiz öğrencilerden maalesef kurda, kuşa kaptırdıklarımız da oldu. Dolayısıyla gittiğiniz yerlerde sizi bekleyen en önemli tehlikelerden bir tanesi de başta FETÖ olmak üzere, size musallat olacak birtakım örgütler, oluşumlar karşınıza çıkabilir, mutlaka çıkacaktır. Onlara karşı fevkalade dikkatli olmak zorundasınız. Şimdi bu örgütün kılık değiştirme ve kendini olduğundan farklı gösterme konusunda ne kadar mahir olduğunu biz hem yurt dışı hem yurt içinde yaşadığımız tecrübelerle görüyoruz. Onun için karşılaşacağınız bu tiplerin masumiyet görüntüleri, naif görüntüleri sizi yanıltmasın.” Yurt dışında lisansüstü eğitim alacak bursiyelerin her birinin akademik başarıları tescillenen kişiler olduğunu belirten Avcı, bursiyerlere doktora çalışmalarını, Türkiye´nin işine yarayacak uygulamalar, bilgiler noktasında yapmaları yönünde tavsiyelerde bulundu.

Avcı, özellikle Avrupa ve Amerika´da Türkiye hakkında son dönemde çok ciddi ve sistematik dezenformasyon, yanlış bilgilendirme kampanyasının yürütüldüğüne dikkati çekerek, ülkenin son dönemde çok ciddi bir saldırı altında olduğunu kaydetti. Avcı, “Siz bunu söylediğinizde ´Türkiye´de de iktidar dış tehlike diyerek etrafında bir bütünleşme sağlamaya çalışıyor´ derler.” değerlendirmesinde bulunarak, şunları kaydetti: “Evet dünyanın her yerinde özellikle siyasi iktidarlar bunun için varsa yabancı tehdidini de bir ikna aracı olarak kullanırlar. Hatta, pek çok yerde olmayan yabancı tehditler de icat ederek kendi etraflarında bir bütünleşme sağlamaya çalışırlar. Bunlar dünya siyasetinde örnekleri görülen uygulamalar ama çok meşhur söz vardır; paronayak olmamız takip edilmediğimiz anlamına da gelmez. Aynı şekilde Türkiye´de siyasi iktidarda tüm siyasi iktidarlar gibi olabildiğince daha çok millet desteğini arkasına almak ister. Muhalefetler de aynı şekilde. Bunun için de her türlü argümanı da kullanmaları rastlanan bir durumdur ama Allah aşkına Türkiye, gerçekten olmayan bir tehlikeyi abartıyor olabilir mi? 15 Temmuz diye bir şey olmadı mı? Sadece eğitim alanından vereceğimiz örnekler bile burada büyük bir şeyin dönmekte olduğunu, Türkiye ile ilgili büyük hesapların olduğunu ortaya koyuyor. Yanı başımızda Suriye, ondan önce Irak, şimdi İran, yukarıda Gürcistan, Ukrayna… Dünya haritasını gözünün önüne getirin ve dünyanın hangi ülkesinin etrafında bu kadar sıcak yangın var?”

Konuşmaların ardından açılış oturumu, aile fotoğrafının çekilmesiyle sona erdi.

Bilgilendirme toplantısı 11 Ocak Perşembe gününe kadar çeşitli başlıklarda gerçekleştirilecek oturumlarla devam edecek.

YORUM YAP

Lütfen yorumunuzu girin!
Lütfen adınızı buraya girin