2016 senesi hareketli geçti tüm dünya için, özellikle de Amerika için. Başkanlık seçimleri kıran kırana bir mücadeleye sahne oldu ve bu mücadeleden Donald Trump galip olarak çıktı. Böylece Amerika tarihinde ilk defa bir başkan politik kökenlerden değil, iş dünyasından geldi
KİMDİR DONALD TRUMP?
Büyükbaba Frederick
Donald Trump, Haziran 1946 New York doğumlu. Alman kökenli bir aileden geliyor. Berber olan büyükbabası Frederick Trump 1869’da, 16 yaşındayken Amerika’ya gelmiş. Sonrasında Kanada’da altın rezervleri buluyor büyükbaba. Sadece altın çıkarmakla kalmayıp kendisi gibi altınla zengin olmak isteyenlere yer belirleyip, yiyecek-içecek ticaretine giriyor. Büyükbabanın genelev işlettiği de biliniyor. 1902 yılında kendisi gibi Alman göçmeni olan Elizabeth ile evleniyor.
Baba Fred
Büyükbaba Frederick, 1918 yılında ölünce oğlu Fred Trump işlerin başına geçer. Yirmi iki yaşında Elizabeth Trump & Son adlı şirketi kurar. Bu yıllarda siyahlara karşı kurulmuş olan ırkçı Ku Klux Klan örgütüne üyelikten dolayı tutuklanır. 2.Dünya Savaşı sırasında ise işleri inanılmaz derecede büyür ve muazzam bir servete ulaşır. Askeri kışlalar ve arsa emlak işleri ile servetine servet katar. Ama siyahlara ev satmamakla ünlenir. Fred Trump 1935’te İskoç göçmeni Mary ile evlenir. Bu evlilikten Donald Trump’ın da aralarında olduğu 5 çocuk dünyaya gelir.
Oğul Donald
Mary MacLeod ve Fred Trump’ın 5 çocuğundan biri olan Donald Trump 1946’da New York’ta doğdu. Kardeşlerinden Frederick Jr alkol ve sigara bağımlığından hayatını kaybetti. Donald ise çok hareketli bir çocuktu. Derste öğretmenlerine silgi atan ve hatta öğretmenini dövecek seviyede saldırgandı. Tam da bu yüzden, biraz kendisine çeki düzen vermesi için askeri okula verildi. Ancak askeri okulu bitiren Donald, subay olmak istemedi.
Pensilvanya Üniversite’sinde işletme bilimleri eğitimi aldı. Üniversite yıllarında babası Fred Trump’ın emlak ve inşaat firmasında çalıştı. Bu dönemlerde babası Fred Trump, 200 milyon dolar gibi bir servet sahibi olmuştu. Yükseköğretimden sonra 1971’de babasının şirketlerinde imtiyaz kazanarak kontrolü ele aldı. Sonraki dönemlerde milyarlarca dolarlık projelere imza atan Trump dünyanın sayılı zenginler listesine girdi. 1999’da babasının alkol bağımlılığı sebebiyle hayatını kaybetmesiyle, hayatı boyunca alkollü içkiden ve sigaradan kaçındı.
Donald Trump’ın 3 evliliğinden 5 çocuğu oldu. Trump son olarak 2005 yılında Slovenya doğumlu ünlü model Melania Knauss ile evlendi. Çiftin oğulları Barron Trump 2006 yılında dünyaya geldi.
POLİTİK KİMLİK
Trump, 2000’de yapılan seçimlerde Reform Partisi’nden başkan adayı oldu ancak sonra adaylıktan çekildi. Donald Trump, Haziran 2015’te, 2016’daki seçimde Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adayı olacağını açıkladığında hem ABD’de hem de dünyada büyük tartışmalara neden oldu. Trump seçim sloganı olarak “Make America Great Again” (Amerika’yı yeniden yüceltmek) sloganını kullandı. Aynı sloganı 1980’de ABD Başkanı seçilen bir diğer Cumhuriyetçi siyasetçi Ronald Reagan da seçim kampanyasında kullanmıştı. Cumhuriyetçi Parti’nin adayı olarak Amerikan seçimlerinden zaferle çıkan Trump artık Amerika’nın 45.başkanı.
Söylemleriyle ve sivri çıkışlarıyla şimdiden gündeme damga vuran bir tip Donald Trump. Trump, Müslümanlara giriş yasağı getirmeye çalışan, güvenlik tedbirleriyle IŞİD ile mücadeleye, Amerika’daki camilerin gözetim altında tutulması gerektiğine ve hatta bir adım daha ileri gidip Müslümanların emniyet güçleri tarafından “terörle mücadele” kapsamında fişlenmesi gerektiğine inandığını söyleyen bir devlet başkanı. 11 milyon yasadışı göçmenin sınır dışı edilmesini savunuyor. Doğumla gelen vatandaşlık hakkının sonlandırılması yanlısı olduğunu çekinmeden ifade ediyor. Vladimir Putin’le iyi geçineceklerini söyleyen Trump, Irak ve Libya’da durumun ölen iki diktatörün ardından “çok daha kötü” olduğunu düşünüyor. “Saddam Hüseyin ve Muammer Kaddafi iktidarda olsaydı, dünya daha iyi bir yer olurdu” dediği kayıtlarda mevcut. Trump bunlar haricinde AB’nin zamanla çözüleceğine ve NATO’nun artık işlevsiz bir organizasyon olduğuna inanıyor.
Trump, küfürlü ve argo konuşmayı seviyor. Bunun haricinde kürtaj karşıtı. Seçim kampanyasında 1973’den beri ABD’de yasal olan kürtajın kaldırılması durumunda kürtaj olan kadınların cezalandırılması gerektiğini söyledi. Hakkında taciz davaları var; biri 1993 diğeri ise 1997 yıllarında açılmış. Kadınlar, farklı zaman ve makânlarda Trump’ın kendilerini taciz ettiği iddiasındalar.
Donald Trump kadınları, Müslümanları ve göçmenleri hedef alan söylemleri nedeniyle seçim kampanyası süresince miting ve konferanslarında protesto edildi. En son “Kadınların Direnişi” (Women’s March) adındaki kadın protestoları başkent Wahington, New York gibi yerlerde ses getirdi. Gösterilere 200 bin kişi katıldı. Ellerinde ‘benim bedenim, benim seçimim’, ‘bedenime dokunma’, ‘gelecek kadınların olacak’, ‘benim başkanım değil’, ‘ellerini çek’, ‘sevgi nefreti yenecek’ gibi dövizler taşıyan kadınların protestosuna pek çok müzisyen ve aktris katıldı.
Babası alkolden ölen Trump alkol kullanmıyor ama Trump adı taşıyan bir votka markası var. Parmaklarının kısalığından dolayı takıntılı; yıllar önce, Vanity Fair’de bir editör Trump için “kısa parmaklı görgüsüz” demiş. Trump bu gazeteciye belirli aralıklarla daire içine alınmış parmaklarının fotoğrafını postalıyor. Hatta parmaklarının boyutunun normal olduğunu göstermek için onların kalıbını bile çıkartmış. Elleriyle alakalı takıntısı nedeniyle pizzayı çatal bıçakla yiyor.
1990 yılında ‘Ghosts Can’t Do It’ adlı bu filmdeki rolüyle Altın Ahududu ödülü almış. Altınahududu en kötülere verilen Oscar ödülü.
Bir röportajında parayla arasındaki ilişkiyi çok duygusal olarak niteliyor Trump. Mutluyken parasının arttığını, üzüntülüyken servetinde azalma olduğunu söylüyor.
EDİTÖRÜN NOTU:
Sözün kısası görevine daha yeni başlayan bir adam için gerçekten değişik bilgiler bunlar. Ben kendisinin gelmiş geçmiş Amerikan başkanları arasından bu şekilde sıyrıldığını düşünüyorum. Çünkü daha önce seçilen hiçbir kimsenin hayatı bu kadar didik didik edilmemişti. Açıkçası önümüzdeki senelerde daha pek çok şey duyacağımıza, şaşıracağımıza eminim. İşbaşı yapar yapmaz, daha ilk gün “ülkeye bu insan gelmesin, şunlar olmasın” ya da “Meksika sınırına duvar öreceğim ama parasını ben değil onlar verecek çünkü suçlular oradan geliyor” diyen birinden daha pek çok şey beklenir kanaatindeyim naçizane. Eh böylesi birine ne denir;
bakalım, görelim…
Elif Doğan/Gazete İstanbul