Hamilelikteki tehlike: Troit hastalıkları

Troit hastalıkları

Uzmanlar, erkeklere oranla kadınlarda 5-10 misli daha fazla görülen tiroit hastalıklarının, daha çok hamilelik döneminde ortaya çıktığına dikkat çekti.

Hamilelikteki tiroit hastalıklarının anne adaylarında düşük, erken doğum, hamilelik hipertansiyonu, plasental erken ayrılma, çocukluk çağında düşük zekâ gibi ciddi komplikasyonlara neden olduğunu belirten Acıbadem Eskişehir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Ramazan Bayırlı, bu nedenle “Riskli görülen hamileliklerde tiroit ile ilgili tarama testleri ihmal edilmemeli” diyor.

Hamilelikte tiroit hastalıkları olarak, hipertiroidi (tiroit bezinin fazla çalışması), hipotiroidi (tiroit bezinin az çalışması) ve tiroitotoimmünitesi (tiroit bezine karşı bağışıklık sisteminin aşırı duyarlı olması) görülüyor. Hamilelikte hipotiroidinin şikâyet vermemesi ve hamilelikte en sık görülen tiroit hastalığı olması nedeniyle tarama için en uygun hastalık olduğunu dile getiren Dr. Ramazan Bayırlı, “Aşikar hipotiroidisi olan annelerde uygulanan tedavi ile anne ve bebekteki komplikasyonlar büyük ölçüde azalıyor. Hafif-orta anne hipotiroidisinin tedavisi ile ilişkili olarak olumlu sonuçlar bulunmakla birlikte, bu bilgiyi desteklemeyen bilimsel çalışmalarda bulunuyor. Hafif hipotiroidide ve tiroit hormonları normal olan otoimmün hastalığı olan hamilelerde ise, tedavinin getirileri konusunda mevcut veriler yetersiz kalıyor. Dolayısıyla şikâyete yol açsın yadaaçmasın tüm hamile adaylarının ve hamilelerin tiroit bozukluğu bakımından taranması üzerinde hala tartışılıyor” ifadelerini kullandı.

Yüksek risk varsa taranmalı

Hamilelikten önce tiroit bozukluğu taramasının önerilmediğini söyleyen Dr. Ramazan Bayırlı, ancak anamnez (hasta öyküsü), fiziki muayene veya biyokimyasal testler açısından yüksek risk taşıyorsa, taramada sakınca görülmediğini kaydetti. Dr. Ramazan Bayırlı, Amerikan Tiroit Derneği ve Amerikan Endokrin Derneği tarafından önerilen ve tiroit fonksiyonları açısından riskli durumları ise şu şekilde paylaştı:

“30 yaşından büyük olmak, ailede tiroit öyküsü olmak, bilinen bağışıklık sistemi tiroit hastalığı (otoimmün) ve hipotiroidi, guatr (Fizik muayenede tiroit bezi şişliği), tiroit bezine karşı vücudun geliştirdiği tiroit antikoru pozitifliği (Anti-TPO), tiroit bozukluğuna ait ilişkin şikayet ve klinik bulgular, tip I diyabet veya başka bağışıklık sistemi hastalık varlığı, çocuk sahibi olamama (Infertilite), düşük yada erken doğum yapmış olmak, tiroit cerrahisi geçirmiş olmak, baş ve boyun bölgesine radyasyon almak, halen tiroit ilacı kullanıyor olmak (levotiroksin), iyot eksikliği olan bölgede yaşamak.”

Tiroit antikorları pozitifse

Genel olarak toplumda tiroit bezine karşı vücudun geliştirdiği tiroit antikoru taraması, hamilelik öncesi ve sırasında önerilmiyor. Ancak tiroit antikorları pozitif olan kadınlarda düşük, erken doğum, hipotiroidi gelişimi ve doğum sonu tiroit hastalığı riskinin de arttığını kaydeden Dr. Ramazan Bayırlı, “Tiroit antikorları hamilelik öncesi bakılmış ve pozitif olan kadınların hamilelik öncesi, hamileliğin ilk 3 ayı ve ikinci 3 ayında TSH ile taranması tavsiye ediliyor” diye konuştu.

Hamilelikte tiroit taraması için ilk veya 9. haftada sadece TSH kullanılmasını öneren Bayırlı, total veya serbest T3/T4 ölçümlerinin, gerek hamilelikte değişkenlik gösterebilmesi, gerekse getireceği ek maliyet nedeni ile benimsenmediğini açıkladı. (İHA)

YORUM YAP

Lütfen yorumunuzu girin!
Lütfen adınızı buraya girin